EMEL USLU ATİK
MİMAR
TURİZMCİ
İŞ İNSANI
SİVİL TOPLUM SEVDALISI
MİMAR
TURİZMCİ
İŞ İNSANI
SİVİL TOPLUM SEVDALISI
EMEL USLU ATİK HAKKINDA
EMEL USLU ATİK

Gaziantep’de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Gaziantep'de tamamladı. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Mimarlık bölümü mezunu olan Emel Uslu Atik yurt içinde ve yurt dışında birçok projelere imza attı. Atik; sanatsal yaratıcılık yönünü, daha eylemsel ve anında düşünme yeteneği ile birleştirerek turizm sektörüne girdi. Kariyer yolculuğuna otel işletmeciliğini de ekleyerek turizm faaliyetinde, kendi kurduğu şirketiyle inşaat ve taahhüt alanında birçok ilde sektörlerinin önde gelen isimlerinden birisi oldu.

BİYOGRAFİ DEVAMI
EMEL USLU ATİK

Bu kadar aktif iş hayatının yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarının önemine inanan, gerek Emel Uslu Atik olarak gerekse sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte 7'den 70'e herkesin hayatına dokunan bir Cumhuriyet Kadını. "Bu Ülke yi kalkındırmak ve eğitmek bizlerin ellerinde" diyerek yola çıkan, Doğuda ki kadın ve çocukların eğitimi konusunda bir çok projelere imza atarak, bir çok kadının "MUCİZESİ" çocukların ise "MELEK EMEL ABLASI" olmuştur.

KARİYER DEVAMI
EMEL USLU ATİK

Emel Uslu Atik, eşi ile birlikte, ülke genelindeki turizm alanındaki yatırımlarından otelleri ve mimarlık, inşaat ve taahhüt işleri ile yurt içinde ve yurt dışında faaliyetlerine devam etmektedir.

GİRİŞİM & İŞ YAŞAMI DEVAMI
  • 42
    SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ
  • 98
    YARDIM KAMPANYASI
  • 69
    BAŞARI ÖDÜLÜ
  • 14
    GİRİŞİM GRUBU
SİVİL TOPLUM SEVDALISI
20 Nisan 2021
Doğu'daki Çocuklar Anıtkabir'de
SOSYAL SORUMLULUK ŞEMASI
Mükemmel değil, iyi insan yetiştirmeyi hedefleyin…
KADIN & ÇOCUK
Ülkemin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine, tüm kadın ve çocukların eğitimi konusunda birçok projeye hayata geçirmek adına kapsamlı projeler oluşturdum.
DETAYLI BİLGİ
Bu ülkeyi kalkındırmak ve eğitmek bizlerin ellerinde.
EĞİTİM & ÖĞRETİM
Bizler de sizler gibi bu sıralarda okuduk ve buralarda büyüdük, şimdi vatana millete hizmet etme zamanıdır! Sizler de bizler gibi doktor, öğretmen, avukat olduğunuzda buraları unutmayıp, buraların kalkınması için elinizden gelenleri yapmanızı istiyorum. Bana en büyük ödül budur.
DETAYLI BİLGİ
Bir Elin Nesi Var...
SİVİL TOPLUM
Doğayı, insanları ve yaratıcılığı seviyorum. Bu benim insanlarla iletişimimi güçlendiriyor. Zamanı sevgi dolu ve planlı yönetmek de beraberinde başarıyı getiriyor. Görüldüğü üzere başarı bir sır değil! Ancak bütün bu özverinin yanı sıra disiplin, sadakat, mutlu ekip çalışması, koordinasyon, hem aile yaşamında hem iş yaşamında başarıyı getiren diğer önemli unsurlardır.
DETAYLI BİLGİ
ÖDÜLLERİM
"GURUR & HUZUR"
"SAYISIZ ÖDÜL ALDIM, BÜTÜN ÖDÜLLERİM BENİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ VE ANLAMLI AMA TOPLUMA SAĞLADIĞIM FAYDANIN VERDİĞİ GURUR VE HUZUR PAHA BİÇİLEMEZ." EMEL USLU ATİK
  • Doğudaki Çocukların Mektupları
  • Doğudaki Çocukların Mektupları
  • Doğudaki Çocukların Mektupları
  • Yılın İyilik Akımı Öncüsü
BASINDAN
  • MAG Dergisi Röportaj (Aralık)

    İlk, orta ve lise eğitiminizi Gaziantep’te tamamladınız. Daha sonra Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Mimarlık bölümünü başarıyla bitirdiniz. Yurt içinde ve dışında birçok başarılı projeye imza attınız. Bunun dışında girişimci bir iş insanı ve sivil toplumliderisiniz. Kariyer planlamanızı nasıl böylesine başarılı bir şekilde kurguladınız? Nasıl bir kaanat lideri oldunuz?

    Eğitim hayatım sonrasında sanatsal yaratıcılık yönümü, daha eylemsel ve anında düşünme yeteneği ile birleştirerek turizm sektörüne girdim. Kariyer yolculuğuma otel işletmeciliğini de ekleyerek; turizm faaliyetinde kendi kurduğum şirketle inşaat ve taahhüt alanında birçok ilde sektörün önde gelen isimlerinden birisi oldum.

    Bütün bunların yanı sıra sivil toplumculuk yanımı da ihmal etmedim. “Bu ülkeyi eğitmek ve kalkındırmak bizlerin ellerinde” diyerek uzun bir yola çıktım. Kadınların ve çocukların eğitimi için sayısız yardım projesine imza attım. Batı’dan birçok eğitimci, doktor ve avukat arkadaşım ile Doğu’ya giderek kadınlara ve çocuklara; kişisel gelişim, sağlık, ilkyardım gibi birçok alanda eğitim desteğinde bulundum. Küçük bir parantez içinde şunu da belirmek isterim: “Sonradan lider olunmaz, lider doğulur. Lider olduğunuz için de yaptığınız her işin en iyisi olursunuz. Başarı da sizin peşinize takılır.”

    Birçok sosyal sorumluluk projesine imza attınız. Sivil toplumculuk kavramının duayenlerinden biri olan bir kanaat önderisiniz aynı zamanda... Bize biraz da kurucusu olduğunuz Emel Uslu Atik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Vakfından bahsedebilir misiniz? Bir vakıf açma fikri nasıl oluştu?

    Mesleğimi sürdürürken, gönül bağı kurduğum çocuklar ve kadınlarla olan diyaloglarım zaman içinde kapsamlı projelere dönüştü. Sivil toplumculuğun; insanlara ulaşmakta en önemli köprü olduğunu fark ettim ve bu yönü hayatımda hiçbir zaman ihmal etmedim. O günlerde kurduğum duygusal temeller; bugün vakfımızın altyapısını oluşturdu. Uzun yıllardır planlamadan, tamamen duygusal ve gönülden kurulan bu bağ bizi zaman içinde bir aileye dönüştürdü. Biz artık kocaman bir EUA ailesiyiz. Emel Uslu Atik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Vakfı olarak “Bu ülkeyi kalkındırmak ve eğitmek bizlerin ellerinde” diyerek çıktığım bu yolda, çığ gibi büyüyerek birçok kadın ve çocuğa destek olmaya çalıştık ve çalışacağız. Atatürk ilkelerini kendime rehber edinmiş bir Cumhuriyet Kadın’ı olarak bu yolda dinlenmeden yürüyeceğime söz verdim. Sözümü de hep tuttum...

    Emel Uslu Atik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Vakfının faaliyet alanları nelerdir? Bu çalışmaların sizin sevgi depolarınıza katkısı ne kadar oluyor?

    Vakfımızı kurarken amacım insana dokunmak, insanların hayatında kalıcı iyilikler bırakmak, iyilik hareketleri başlatıcısı olmaktı. İyilik de sevgi gibi bulaşıcıdır. Ne kadar çok iyilik yaparsanız, o kadar çok yayılır. Benim için her işi sevgiyle yapmak çok önemli. Sevgi deposu tam dolunca yapılacak işler de bir anda kolaylaşıp güzelleşiyor. Vakfımızın çalışmaları; insana yapılan yatırımın sevgiyle birleştiğinde ortaya çıkaracağı gücü ortaya koymaktadır. Gönül gözüyle, sürdürülebilir planlamaları olan, gücünü insan sevgisinden alan projeler geleceğin güçlü Türkiye’sini oluşturacaktır. Sivil toplumculuk, adanmışlık ve özveri ister. Biz de bu adanmışlık ve özveriyle çalışıyoruz. Sevgiyle ve kalben yapılan her proje başarıya ulaşır. Başarıya ulaşan her proje, bu yüzden benim de sevgi depolarımı tıka basa dolduruyor

    Vakfınızda gerçekleştirmeyi planladığınız projelerin öncelikli gündemi nedir?

    Projelerimizin kalbini; yine insan oluşturuyor. İnsana fayda sağlayan, insan hayatına dokunan her konu projelerimize yön vermektedir. Kâh bir eğitimle, kâh bir yardımla, kâh bir okul tadilatıyla, kâh bir ele sıcak bir dokunuşla vakfımızı hayata dair her konuda her zaman yanı başınızda göreceksiniz.

    STK’ların en önemli kanaat liderlerinden biri olarak şimdiye kadar hayata geçirdiğiniz projelerden de söz eder misiniz?

    Doğu’da yaşayıp daha önce hiç Anıtkabir’i ziyaret etmemiş, kendi yaşadığı çevreden dışarıya çıkmamış çocukları; gruplar hâlinde Ankara’ya getirerek, onlara Anıtkabir’i ve Ankara müzelerini gezdirdim. Bilgi ve kültürlerini arttırmak adına projeler hazırlayarak bu projeleri hayata geçirdim. Kadına şiddet konusunda birçok projeye imza attım. Kadına şiddet, toplum olarak kanayan yaralarımızdan biri olduğu için en çok vurguladığım konulardan birisidir. En son Ankara’da on bir tane sivil toplum kuruluşuyla birlikte “Euasosyal” olarak “Kadına Şiddete Şut” sloganıyla kadın ve erkek futbol turnuvası düzenledim. Bu turnuvanın sonunda da bir gala gecesi düzenleyerek Naz Arıcı, Halil Mutlu, Havva Elmalı gibi birçok millî sporcumuza ödül vererek bu turnuvanın taçlandırılmasını sağladım. Ankara Kalkınma Ajansı ile birlikte “Kadınların Potansiyelleri” adındaki projemizde elliye yakın kadına; altı ay boyunca kendi otellerimde eğitimci arkadaşlarım tarafından çeşitli eğitimler verdirerek onların iş hayatına hazırlanmasını sağladım.

    Otizimli çocuklar için birçok proje gerçekleştirdim, otizmli çocuklara destek olmak amacıyla yine geceler ve kermesler düzenleyip gelirlerini okullarına bağışladım. Sivil Toplum Kuruluşlarıyla iş birliği içerisinde yaşlılarla ilgili birçok proje gerçekleştirdim. Huzurevlerini sıklıkla ziyaret ederek, onların kendilerini iyi hissetmeleri adına pek çok projenin öncülüğünü yaptım. Doğu’daki çocuklarımız için eğitim ve yardım projeleri hazırladım ve bunları hayata geçirdim. Eğitmen, doktor, avukat, öğretmen, diş hekimi gibi sektöründe öncü olan arkadaşlarımla Doğu’ya giderek, oradaki kadın ve çocuklara yönelik eğitimler düzenledim. Eğitim desteği için gittiğim projelerde, yapacağım yardımları “Eğitim Ödülü” diyerek; bölgedeki kadın ve çocuklara takdim ettim. Doğu’da okuyan üniversite öğrencisi genç kızlarımızı Ankara’da misafir ederek onları iş hayatına hazırlamak amacıyla çeşitli eğitimler aldırdım. Doğu’daki kadınların ihtiyaçlarına göre projeler belirleyip bu projeler doğrultusunda kadınlara çeşitli eğitimler verdirdim. Kendi fabrikamızda belli bir bölüme ayırdım, kadınlara dikiş makinesi aldım; kendi üretimlerini yapıp çocuklarını okutmaları konusunda onlara destek verdim. Yine Diyarbakır’da ihtiyacı olan, eşinden ayrılmış kadınlara kendi gelirlerini sağlamaları için ortamlar yarattım. Şehit aileleri için kendi otellerimde gelirlerini onlara aktardığımız geceler, kermesler düzenlediğim birtakım projelere imza attım. “Bu ülkeyi eğitmek ve kalkındırmak bizlerin ellerinde” sloganıyla çıktığımız bu yolda Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Midyat, Kızıltepe gibi bölgelerde köy köy gezerek; köy okullarının ihtiyaçları doğrultusunda hem eğitim desteği hem de mont, ayakkabı, okul araç gereçleri yardımlarında bulundum. Covid-19 süresince birçok öğrenciye bilgisayar ve tablet desteğinde bulundum, ayrıca okul araç gereç ve malzemeleri ile destek verdim.

    Köy okullarına sayısız kütüphane yaptırdım. Atatürk büstü olmayan ilkokullarımıza; Atatürk büstü yaptırdım. TÜKD - Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ile otelimde geceler düzenleyip gelirlerini bursiyer kızlarımıza aktardım.

    Yine üretken kadınlarımızın satış yapabileceği bir kermes düzenleyip gelirlerin kısmını TÜKD bursiyer kızlarımıza aktarmak için organizasyonlar ve projeler yaptım. Sayısız kız öğrenciye, hem kendim burs vererek hem yakın çevremden burs desteği aldırarak okumalarını sağladım, onları yurt dışına eğitimlere gönderdim. Yine Covid-19 sürecinde ihtiyacı olan eğitimci arkadaşlara bilgisayar ve tablet temininde bulundum. “Emel Uslu Atik - Euasosyal” üzerinden bana ulaşan her öğrenciye ve her kadına el uzatmaya çalışarak destek vermeye çalıştım. Ankara’da ve Batı’da bazı okulları Doğu’daki okullarla buluşturup kardeş okul olmalarını sağladım, birbirlerine destek vermelerine aracı oldum.

    Batı ve Doğu’daki iş kadınlarını kendi otelimde buluşturarak iş kadınlarına ticaretlerini geliştirme ortamları yarattım. Depremlerde birçok kez yardım kuruluşlarıyla organize olarak deprem bölgelerine kısa sürede yardımlar götürdüm.

    Bütün bu yoğunluğun içinde ailenize ve çocuklarınıza olan düşkünlüğünüz herkes tarafından biliniyor. Bu tempoda onlara nasıl vakit ayırıyorsunuz?

    Evet. Ailem, çocuklarım benim kırmızı çizgimdir. Aslında ailem ve çocuklarımdan kalan zamanda diğer işlerimi planlıyorum. Önceliğim; her zaman ailemdir. Onlardan aldığım sevgi ve güçle daha çok çalışıyorum. Sevgili eşime ve çocuklarıma bana destekleri için minnettarım.

    Topluma olan katkılarınız herkes tarafından taktir ediliyor. Bu anlamda da rol modelsiniz. Gençler ve çocuklar sizin onlara tuttuğunuz ışıkla daha kolay yol alacaklar. Son olarak, Emel Uslu Atik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Vakfı’na destek olmak isteyen kişiler size nasıl ulaşabilir ve vakfınıza nasıl destek olabilir?

    Teşekkür ederim. Daha önce de belirttiğim gibi sivil toplumculuk adanmışlık ve özveri ister. Sevgiyle, özveriyle, gönülden yapılan her çalışma doğru mesajla yerine ulaşacaktır. Gençlere bu anlamda rol model olmaktan mutluluk duyuyorum. Vakfımız da toplumla insanımız arasında bir köprü olma yolunda kararlı adımlarla ve projelerle sivil toplumculuğun lideri olmaktan gurur duymaktadır. Bu yolda bize katkı sağlayacak herkese kapımız ve gönlümüz sonuna kadar açıktır. Bize katkı sağlamak isteyen herkes vakfımızın sosyal hesaplarından ve internet sitesinden bize ulaşabilir. Ne demiş Ulu Önderimiz: “Eğitim, kültür ve bilgi aydınlığa açılan en geniş penceredir.

    KAYNAK

    Dergiyi görüntülemek için tıklayınız.

  • Yazar Kadriye Ciritci TÜSİAV Üyesi İş İnsanlarını Konuk Ediyor

    Değerli okurlarım bugünkü, köşemde; TÜSİAV Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İlişkilerden Sorumlu Platform Başkanı, TÜSİAV Yönetim Kurulu Üyesi, Emel Uslu Atik Eğitim Uygulama ve Araştırma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı , Mimar, Turizmci, Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerinden başarılı İş İnsanı, Cumhuriyet Kadını Emel Uslu Atik Hanımefendiyi ağırlıyorum. İyilik dolu kalbi ile dokunduğu tüm yürekleri güzelleştiren yeryüzü meleği bu güzel insanı takdim etmekten onur duyuyorum. Sohbetimizde, STK’ları, İş hayatını, geleceğe yönelik hedeflerini ve projelerini konuştuk. Değerli vakitlerini ayırdıkları için teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim. Röportajımı sizlerle baş başa bırakıyorum.
    Buyrunuz efendim..!

    - Emel hanım sizi tanıyabilir miyiz?
    Gaziantep’te doğdum. Yurt içi ve yurt dışı bir çok projeye imza atmanın yanı sıra turizm sektöründe faaliyet göstermekteyim. İki çocuk annesiyim.

    - TÜSİAV ile nasıl tanıştınız? Vakıf faktörünün iş hayatınıza katkıları oldu mu? Size neler kazandırdı?
    Bütün iş yaşantım boyunca hep sivil toplum kuruluşlarıyla iç içe oldum. Bu ülkeye ve insanına sevdalıyım. Bu bakış açısıyla birçok STK’nın kuruluşunda ve yönetim kurulunda görev aldım. Sivil toplum gönül işidir. Gönülden gönüle kurulan bu köprülerden birinde Veli Başkanımla yollarımız kesişti. O zamandan bu yana birlikte yol alıyoruz. Bana her zaman; “Sen benim 3. kızımsın der”. TÜSİAV çatısı altında. Yönetim Kurulu Üyesi olduğum TÜSİAV ailesinin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum.

    - Başarı hikayenizi merak ediyorum. Okurlarımızla paylaşırmışsınız?
    Başarı hikâyemi gönüllere dokunarak, sevgi odaklı çalışarak ve evrene olumlu enerjiler yollayarak yazdım. Bana bu yolculukta destek olan sevgili eşime ve çocuklarıma minnettarım.

    - Kurucusu olduğunuz bir Vakfınız var. Vakfınızın vizyon ve misyonu hakkında bilgi paylaşırmışsınız?
    Sivil toplumculuğun bence en güzel tarafı insanların kalbinde bıraktığınız izlerdir. O günlerde kurduğum duygusal temeller; “Emel Uslu Eğitim, Uygulama ve Araştırma Vakfı” kurulmasında etkin rol oynadı. Gönülden hizmet ettiğim bu yolda, çığ gibi büyüyerek birçok kadın ve çocuğa destek olmaya çalıştım. Vakfımızın çatısı altında daha çok çalışacağız. Atatürk ilkelerini kendime rehber edinmiş bir “CUMHURİYET KADINI” olarak bu yolda dinlenmeden yürüyeceğime söz verdim.

    - Eğitime verdiğiniz önem herkes tarafında biliniyor ve takdirle karşılanıyor. Yeni projeler var mı?
    Eğitim bir ülkenin kaderinin değiştiği yerdir. Yüce Atatürk’ ün de dediği gibi; “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk hâlinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.” düsturuyla, kadınlarımızın ve çocuklarımızın eğitimine daha çok eğilerek dış paydaşlarımız olan üniversitelerle projeler üretmeye devam ediyoruz.

    - Başarılı bir sivil toplumcusunuz geleceğe dair hedefleriniz nelerdir?
    Liderlik vasfı olan her insan gibi hayallerimin ucu bucağı yok elbette. Bana göre lider olunmaz, lider doğulur. Vakfımızın çatısı altında, bana inanan gönüldaşlarımla gerçekleştirdiğimiz her proje beni hedeflerime ve hayallerime bir adım daha yaklaştıracak.

    - Yoğun bir iş temponuz ve renkli bir kişiliğiniz var, kendinize ayırdığınız bir zaman dilimi var mı? Neler yapıyorsunuz?
    Zaman yönetiminde ki başarım herkes tarafından bilinir.Ailemle geçirdiğim zamanlar en çok sevdiğim zamanlar. Bu saatler benim altın saatlerimdir. Çocuklarımla ilgilenmek beni en çok dinlendiren şeydir. Bütün programımı onlara göre ayarlamaya özen gösteririm. Dostlarıma ayırdığım zaman diliminde de keyifli zaman geçiriyorum. Günün ilk ışıklarıyla sabah kahvemi içerken günümü planlamak da keyifli geçirdiğim zamanlardır.

    - Mimari ; yapıları kurma sanatıdır, mesleğinizin inceliklerini diğer iş alanlarınıza yansıtıyor musunuz?
    Estetik, tasarım ve kültürün birleşmesiyle mekânlara yeniden form verir. Yapılara yeni bir ruh kazandırırken hayal gücü, zevk ve zekâyı birleştiririz. Bütün yaptığım işler benim çocuklarım gibidir, en küçük bir zarar verildiğinde canım acır. Mimarlıkta olduğu gibi bütün işlerimin altyapısını bu özen ve titizlik oluşturum.

    - Hayat mottonuzu merak ediyorum?
    “Bu ülkeyi kalkındırmak ve eğitmek bizlerin elinde.
    “Sevgi, istikrar ve çalışmak başarının anahtarıdır”.

    - Son olarak okurlarımıza ve genç iş insanlarına iş yaşamlarda başarıyı yakalamalarına dair tavsiyeleriniz neler olur?
    Mutlaka sevdikleri işi yapsınlar, seveceğiniz ve sevdiğiniz işi yapın, sevmediğiniz, sahiplenmediğiniz işlerde mutlu olamazsınız. Ekonomik daralma dönemlerinde her zaman ikinci bir B planları olsun. En az bir STK’ya üye olsunlar. Başarı odaklı olsunlar ama hırsı azimle karıştırmasınlar. Parayı, şöhreti, makam mevkiyi, itibarı kazanmanın değil korumanın değerli olduğunu bilsinler. En önemlisi de ne yaparlarsa yapsınlar aşkla yapsınlar. Sevgi dilinin hâkim olmadığı hiçbir iş uzun vadede başarılı olamaz.

    Kaynak

  • Ekonometri Dergisi

    Mimar Emel Uslu Atik, çalışkan ve üretken bir insan! Onu, bazen; mimar, bazen; turizm işletmecisi, bazen de kadın adına projeler üretirken görüyorsunuz. En önemlisi de bu çalışmaları annelik görevini de hiç ihmal etmeden gerçekleştiriyor. “Doğayı, insanları ve yaratıcılığı seviyorum. Mimarlık; sanatsal ve yaratıcılık yönümü ortaya çıkartırken, daha eylemsel ve anında düşünme yeteneği gerektiren turizm, daha geniş perspektifte bakmamı sağlıyor. Diğer taraftan Gaziantep kızı, Diyarbakır gelini olmam ve Ankara’da yaşamam nedeniyle iki farklı kültürü ve yaşanan sıkıntıları çok iyi bilenlerdenim. Bir tarafta modern yaşam, diğer tarafta ise hala yaşanmakta olan toplumsal cinsiyet baskısı ve sınırlandırmaları… Ve ben dahil bir çok eğitimli kadının da tosladığı bu cam tavan için verdiğim mücadele! Tüm bunları en iyi bilen olarak; doğuda eksik kalan bu sosyal yaşamı ve bıraktığı travmaları; çeşitli organizasyonlarla dile getirip kadını anlayıp, anlatmama neden oluyor. Bu bağlamda çeşitli etkinliklerle dikkat çekmeye çalışırken; iş kadını kimliğimle de sivil toplum kuruluşlarında yer alıyorum. Ancak tüm bunları gerçekleştirirken “kırmızı çizgim” olan anneliğimden ve eş kimliğimden asla vazgeçmiyorum. Her zaman için önceliğim çocuklarım ve eşim” diyen Atik ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

    Zaman yönetimi, çevremin ve benim de en çok şaşırdığım noktadır. Bir kere çok az uyuyorum. Günde 4 ya da 5 saat. Zaman planlamasında aileme ayırdığım vakit benim için dayanak noktasıdır. Çünkü onlar benim güç kaynağım olup yakıtım ise sevgileridir. Ailem, arkadaşlarım ve çevrem sevgi depomu doldurdukça süratle ilerlerim. Evimden, eşimden, işimden, ailemden dostlarımdan vazgeçmeden kendimi yaşayıp ve ifade etmeyi seviyorum. Yeri gelir bir günlüğüne “annemi özledim “deyip , uçağa atlayıp Gaziantep’e giderim. Ya da büyük bir proje sunumunda çocuğumun öğretmeninin acil arayarak, oğlumun benim yoğunluğuma alışamadığı için ağladığını söylemesiyle toplantıyı bırakıp, şehir dışından gelen misafirleri otellere yerleştirerek oğluma koşmuşluğum olmuştur. Çocuklarımı her sabah servise bindirip, onlara el sallarım. Sonra sabah kahvemi içip en ince ayrıntısına kadar günümü planlarım. Hatta toplantı aralarında diğer randevularıma geç kalmamak için alarm kurarım!

    Kaynak

    Ekonometri Dergisi

  • Franchise Market Türkiye Dergisi

    Her sayıda karşınıza girişimcilik önerileri ya da birbirinden başarılı girişimci kadınları paylaşarak çıkıyorum. Bu sefer bir değişiklik yapmak ve hem başarılı iş hayatı hem de sivil toplum kanadıyla çok başarılı bulduğum bir iş kadınını sizlerle tanıştırmak istiyorum. Türkiye’nin ‘altın yüzlerinden’ Emel Uslu Atik ile sizler için bir söyleşi yaptım. Keyif ve ilham alarak okumanızı dilerim…

    -Adınızı, imza attığınız sosyal sorumluluk ve yardım projeleriyle sık sık duyuyoruz. “İyilik elçisi” olma serüveniniz nasıl başladı?

    Aslında bu duygularımın harekete geçmesi evlenip çocuklarımın olması ile başladı çünkü çocuklarımın ihtiyaçları gündeme geldiğinde, başka çocukların da ihtiyaçları olabileceği, imkanı olmayan ailelere destek verme gerekliliği düşüncesi bu projeleri doğurdu.

    -Okul hayatınızın başarılarla dolu olduğunu biliyoruz. Bize biraz o yıllardan bahseder misiniz? Hedefleriniz, idealleriniz nelerdi, ne kadarını gerçekleştirebildiniz?

    Öğrencilik yıllarım benim için çok kıymetli. Çok başarılı ve mutlu bir öğrencilik hayatım oldu. Gerek öğretmenlerim gerekse arkadaşlarım tarafından çok sevilen ve başarılı bir isimdim. Matematik, Türkçe özellikle de kompozisyon alanlarında birçok yarışmada derece elde ettim. Öğretmenlerimle aramda hep farklı bir sevgi bağı oluşmuştur. O yıllar bugünümün temelini attı diye düşünüyorum.

    -Mimar, turizmci ve iş insanı kimliklerinizin yanı sıra; Emel Uslu Atik Eğitim Uygulama ve Araştırma Vakfı, Türk Sanayi ve İş Adamları Vakfı (TUSİAV), ASTOP, ASTAM, TÜKD gibi birçok sivil toplum kuruluşunda aktif olarak görev yapıyorsunuz. Bu çalışmalarınız iş hayatınızı nasıl etkiliyor?

    Sivil toplumculuk gönüllülük işidir. Kendi işinizin dışında zaman ayırmanız gereken bir mecradır. Bu planlamayı iyi yapmazsanız eğer işinizde de başarılı olamazsınız sivil toplumculukta da…

    -Çok sayıda ödülünüz var. Son olarak Gold Faces of Turkey III Ödülleri’nde “Yılın İyilik Akımı Öncüsü” seçildiniz. Bu ödüller size neler hissettiriyor?

    Ödüller emeğe verilen değerdir! Bu nedenle her ödülüm benim için ayrı ayrı kıymetlidir.

    -5.Kısa süre önce Doğu Anadolu’da yaşayan kız çocuklarının Anıtkabir’i görme hayallerini gerçeğe dönüştürdünüz. O gün neler yaşadınız, neler hissettirdi o çocuklar size? Devamı gelecek mi Anıtkabir ziyaretlerinin?

    Yıllar önce doğuda yaptığım bir projede küçük bir kız çocuğunun gelip ayaklarıma sarılıp “Emel abla beni Anıtkabir’e götürür müsün?” demesiyle atıldı ilk kıvılcım. O gün o ışık saçan gözlere söz verdim: “Eğer bu dönem güzel bir karne getirirsen, sana söz veriyorum seni ve başarılı arkadaşlarını Anıtkabir’e götüreceğim ve Ankara’yı gezdireceğim” dedim. Sözümde durdum, devamı da geldi ve yine yeniden gelecek.

    -Yaptığınız çalışmalarla bir 'kanaat önderi' haline geldiniz. Meclis'te kadın milletvekil­lerinin çoğalması gerektiğini de dile getiri­yorsunuz. Siz siyasete atılmayı düşünmüyor musunuz?

    Kadınlarımız hayatın her alanında; çalışma hayatında, eğitimde erkeklerle eşit fırsat­lara sahip olmalıdır. Bu parlamento için de geçerli. Ben, "kadının hakkını vermeliyiz" zihniyetinden uzak bir siyaset hayali içeri­sindeyim. Bu haklar zaten bizim. Kimsenin vermesine gerek yok1 Kadın siyasetçilerin sayısının artması durumunda Türkiye'nin gelişeceğine, daha iyi bir toplum haline geleceğine inanan birisiyim. Kadınların fazla olması en azından siyasi üslubu daha ne­zaketli bir şekle sokacaktır.

    -Bu kadar farklı iş ve ilgi alanlarına vakit ayırmayı nasıl başarabiliyorsunuz? Kendi­nizle ilgilenmeye zaman kalıyor mu bunca iş içinde?

    Zamanımı iyi yönetirim. Az uyuyan, çok düşünen biriyim. Ortalama 4 ya da 5 saat uyku benim için yeterli olabiliyor ... Zaman planlamasında aileme ayırdığım vakit benim için en önemli zaman sürecidir. Çünkü onlar benim enerji depom, yakıtım ise sevgi­dir! Ailem, arkadaşlarım ve çevrem sevgi depomu doldurdukça süratle ilerlerim. Evim­den, eşimden, işimden, ailemden, dostla­rımdan vazgeçmeden kendimi yaşayıp ve ifade etmeyi seviyorum. Çocuklarımı her sabah servise bindirip, onlara el sallarım. Sonra sabah kahvemi içip en ince ayrıntısına kadar günümü planlarım. Doğayı, insanları ve yaratıcılığı seviyorum, insanlarla iletişimi­mi güçlendiriyor. Zaman, sevgi ve planlama ile beslenirse eğer başarı kaçınılmaz olur.

    -8.Elini attığı her işte başarılı olan nadir isimlerdensiniz. Başarının sırrı ne sizce?

    Her şeyden önce yaptığınız işi doğru yap­tığınıza inanıp cesurca ilerlemek. Disiplin, sadakat, mutlu ekip çalışması ...

  • YOUTUBE
    Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için tıklayınız.
    Tamam